Rumuz: edebiyat öğretmeni
Beni arayan öğrencimle beni buluşturduğunuz için teşekkürler
Sayın Feyza Algan’a, 12 Ağustos 2006 cuma günkü köşenizde önce beni arayan eski bir öğrencimin mektubunu..ardından da sizin kısa ama içten yanıtınızı okudum..öncelikle,beni arayan öğrencime benim hakkımdaki düşünceleri için teşekkür ediyorum..ben hala Değirmendere ortaokulu'ndaki çocuklarımla, dahası yaşamıma giren binlerce çocuğumla övünürüm..sanırım tek servetimde bu olsa gerek..ama dünyalara değer..kanıt mı istiyorsunuz..işte dünyanın öte yakasından bir genç sizi arıyor..dahası tüm öğretmenlerin çocukları böylesine sevdiklerini de biliyorum..bu yüzden onlara "dünyanın bütün çiçekleri" diye şiirler yazıyoruz..sevgili Feyza Algan..o okuldan ayrıldıktan sonra değişik liselerde ve üniversitelerde öğretmenlik yaptım..eskiden eğitimciydim şimdi seyirciyim..ama her zil çalışında..yada her formalı öğrenci gördüğümde..içimdeki coşkuyu ve heyecanı anlatamam...ne diyeyim..iyi ki varlar o çocuklarım..çocuklarımız..hepsini de gözlerinden öpüyorum...sevgiyle kucaklıyorum..size de kısa ama içten yanıtınız için teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum...
Ertan Yılmaz Türk dili ve edebiyatı öğretmeni.
Sevgili kızım, belli ki küçük kızınız tam ergenlik çağında…Kendi çocukluğunuzu hatırlasanıza. Siz de büyüklerinizi kendinize düşman gibi görmez miydiniz o dönemde…
Çocukluğunuzu düşünsenize…ona anlayış göstermek zorundasınız…aksine ona yaklaşmak ve sıcak davranmak için, uyum göstermek size düşüyor…alttan alın..sorunlarına eğilin…okul ve derslerindeki sorunları birlikte halletmek için onun yanında olduğunuzu hissettirin. Size açılabilmesi, hoşlandığı biri varsa size anlatabilmesi için ona güven verin…
Göreceksiniz sorunlarını size anlatabildiğini görünce, o da rahatlayacaktır…
Biraz sabır gösterin…madem evlatlarınız her şeyiniz…büyüklerinizle yaşadığınız sorunları düşünüp, ona yakın olmaya bakmalısınız…****
Çok sevgili öğretmenim, sevgili Ertan hocam,
Bana yazmanız ne büyük bir incelik. Siz öğretmenlere karşı saygım ve sevgim sonsuzdur.
Beni de bir edebiyat öğretmeni, buradan sevgiyle andığım merhum Leyla Çınar hocam, şekillendirdi. Bugünkü mesleğimi ona borçluyum.
Elbette ki, size köşemde yer veririm, ve sevgili öğrencinizle sizi kavuşturmanın mutluluğunu kat kat hissedebilirim.
Sizler unutulmaz öğretmenlerimizsiniz... Bugünkü eğitim sistemimize baktığımda, bizlerin ve hatta bizden bir iki kuşak sonrakilerin ne kadar mutlu olduğumuzu, ne kadar şanslı olduğumuzu görebiliyorum...
Sağ olun, var olun, lütfen çevrenize ışık saçmaya devam edin...
Sevgilerimle.
****
Ah seni ne kadar iyi anlıyorum kızım, bilemezsin. Benim annem yani asıl Güzin abla, dünyanın en iyi insanıydı, en mükemmel annesiydi. Ama bana nefes aldırmadı.
Ben dünyanın en sıkı okulunda Rahibeler okulunda, yatılı okudum. Sadece cumartesi öğleden sonra okuldan çıkabiliyordum...son derece bağımsız ruhlu, canlı, hayat dolu, neşeli bir insandım...Annemi aşıp hiçbir yere gidemiyordum. Beni okulun sömestr gezilerine bile göndermezdi. Arkadaşlarım olurdu ama, ancak evde onun yanında görüşürdük...
Daha sonra evlendiğimde, eşimle bir seyahate gitsem, günde on kez telefon etmek zorundaydım. Geçe bir tiyatroya ya da konsere gitsem, sorun olurdu.
Gazeteye gidip gelirken dakikalarım sayılırdı. Çok merak ederdi, biraz geç kalsam, bir vapur kaçırsam, gazetedeki arkadaşlarım beni kapıda karşılarlardı, hemen anneni ara, diye.
Bazen günde 3-4 kez telefon ederdi gazeteye ...arkadaşlarım benimle dalga geçerlerdi “ annen sütünü vermeyi unutmuş”, diye... senin gibi ben de arkadaşlarımı da, eşimi de ancak onun onayını alıp seçmek zorunda kalmıştım...
Ama bir gün geliyor... onu çok iyi anlıyorsun...belki bu kadar baskı doğru değil ama, anne baba olmak öyle zor bir şey ki...hep evladını korumakla yükümlü görüyorsun kendini...oysa hayat boyu yanında olamıyorsun ki...
****
Sevgili kızım, aile içi sorunlarda elbette en çok zarar gören çocuklardır. Genellikle en küçük çocuğun bazı sorunlarla karşılaşması da çok doğaldır...ama sen bunları hayata sarılmakla aşmalısın...anne ve babanın sorunları elbette üzücü ama, ne yapalım, bu ne ilk ne de son olacak bir problem...dünyada gerçekten geçinebilen ve sonsuza kadar birbirini seven çift nerede görülmüş... herkes iyi ya da kötü yaşamını sürdürmeye çalışıyor işte...
senin önünde tüm bir yaşam var...onları kafana takma. Kavga ettikleri zaman odana kapan, ya da evden çık git...derslerini bir arkadaşınla , onun evinde yapamaz mısın?
Okulu bitirmen, ya da Üniversiteyi kazanman sana çok şey kazandırır. Belki de ailenden uzakta bir Üniversite kazanırsın, seçimini ona göre yaparsın...hayatına yeni bir yön verirsin...geleceğini sağlamak, meslek sahibi olmak çok önemli..Bu yüzden ders çalışmanı ben de isterim...aileni bu konuda suçlama...elbette senin de iyi bir eğitim almanı bekliyorlardır...
Her şeyi olumsuz yönde görme kızım, daha küçüksün ve bu senin ergenlik çağın ve sorunlar dönemin...hayata biraz daha olumlu yönde bakmak sana daha bir huzur verecektir...
sevgilerimle****
Daha neler güzel oğlum, ölümü düşünmek hele böyle yaşamın baharında bu kadar karamsar olmak da ne oluyor?
Kızlar evlenip gitmişler de sen neden gidemeyecekmişsin ki...Madem baban sana hayatı zehir ediyor...sen de iş bulur çalışırsın, kendine küçük bir ev tutar, evden ayrılırsın...daha sonra da istediğin gibi bir kız bulunca evlenirsin... Senin evden ayrılmaya kızlardan çok daha fazla imkanın var...kızı belki bırakmazlardı ama, sana bir erkek olarak pek fazla karışamazlar sonuçta... eh 24- 25 yaşında bir genç de pek ala baba evinden ayrılıp kendi kanatlarıyla uçmayı deneyebilir...Ancak şu ilaç meselesini anlayamadım, neden ilaç alıyorsun ve bu yüzden evden ayrılamazmışsın.
Teyze kızıyla evlenmeyi de asla kabul etme oğlum, bu zamanda bilmiyorlar mı ki, akraba evliliği sakıncalı...çocuklarınız sakat doğar...bu ne cehalet anlayamıyorum...****
Sevgili kızım, işte o doğru zamanı bulmak için daha fazla bekleme bence…baban senin böyle gizliden gizliye bir ilişkin olduğunu öğrenirse daha kötü olacaktır…Ona, seninle ciddi bir şekilde ilgilenen, ilerde evlenmeyi düşündüğün, bir genç olduğunu, onu tanımasını istediğini, onayını almadan bir şey yapmak istemediğini, söylersin. Babanı tatlı tatlı ikna edersin…Gerçekten de sevdiğin genci beğenirse, istersen İnternette tanıştığınızı söylemeyebilirsin… Bu konuda bir şey söylemek zorunda değilsin…Önemli olan onu beğenmesi değil mi? Umarım, babanın tepkisi umduğun gibi olmaz, rahatlarsın.
****
Rumuz: Canım ciğerim
Küçük kızımla anlaşamaz olduk
Sevgili Güzin Ablacığım,
Genç kızlığımdan beri devamlı sizi okurum, gerçekten konunuzda çok basarilisiniz, sizleri tebrik edemeden yazıma başlamak istemiyorum.
Sevgili Güzin Abla, ben 1987 senesinde evlilik nedeniyle Alman yaya geldim.İlk baslarda kayınvalidemlerle çok büyük problemler yasadım.Tam bunları atlattım, kurtuldum derken şimdide küçük kızımla büyük çatışmalar yasıyorum.ilk ikisi kız, üçüncüsü erkek olmak kaydıyla üç çocuk sahibiyim.Çocuklarım büyüdü, kaynana dertleri bitti derken neden böyle oluyor inanın anlayamıyorum.Çocuklarım benim canim ciğerim, onlar sız zaten bir yasam düşünmem imkansız.Esim gayet anlayışlı ve fedakar bir insan.Benim biraz agresif bir kişiliğim var.Aslına bakarsanız bana doğrucu Davut’ta diyebilirsiniz.Doğrucu Davut olmak sanırım hiç iyi değil.Her şeyin yerine göre yapılmasını, zamanında ve iyi şekilde sonuçlanmasını istiyorum.Kendim iyi bir öğrenciydim, hayatımda hep doğru şeyler yapmaya çalıştım, insanlara hep yardımcı olmak için elimden geleni yaptım.Çocuklarımın da iyi yerlere gelmelerini, iyi ve kötüyü ayırt edebilmelerini istiyorum.Daha doğrusu onların temiz ve düzenli bir yaşantı sürmelerini isterken onları dışarıdan gelebilecek kötülüklerden korumaya çalışıyorum.Ama olmuyor,Kızlarım kendi baslarının çaresine bakabileceklerini ve onlara karışmamam gerektiğini söylüyorlar.Kısaca özellikle küçük kızımla problemim var.Ne yapabilirim, bana nasıl yardımcı olabilirsiniz.Lütfen ismimi yayınlamadan bana bir cevap yazabilir misiniz.Şimdiden teşekkürlerimi belirtirken, islerinizde başarılar dilerim.(Sunuda belirtmeliyim; bende burada arkadaşlar arasında bir Güzin Ablayım ama, inanın kendi derdime bir çare bulamadım.Elimden gelinceye kadar onlara sevgi ve şefkat vermeye çalışıyorum, ama nedense olmuyor.)Acaba onların büyüdüğünü ve onların kendilerine ait bir kişilikleri olduğunu mu kabul etmek istemiyorum?Bir türlü çözüm bulamadım.Yaslandığımı ve yıprandığımı hissediyorum, çocuk büyütmek kadar dünyada inanın zor bir meslek yok, burada bu yaşıma kadar yapmadığım is kalmadı, ama inanın özellikle yurt dışında çocuk büyütmek daha da zor.18 senedir Almanyadayim.
Rumuz: Aile baskısı
Ailem çok büyük bir yanlış yaptı;,bana hayatı öğretmediler...
Merhaba Güzin Abla,
Sizin düşüncelerinize gerçekten çok ihtiyacım var,ben iyi bir tahsil görmüş,iyi bir işi olan,ailesiyle beraber yaşayan,bekar bir bayanım. En büyük problemim ailemin bana farklı bir baskı yapmaları,ailem bazı konularda gerçekten çok sıkı,beni çok iyi büyüttüler,her şeyin en iyisini,en güzelini verdiler,hayatımı dört dörtlük yaşattılar ve beni bu yaşa getirdiler,bende onlara karşı tüm sorumluluğumu yerine getirdim ve aileme benimle ilgili bir kötü söz gelmesine izin vermedim, ama bir yanlış yaptılar,bana hayatı öğretmediler,hata yapıp bundan ders çıkarmamı sağlamadılar,hep önüme iyi şeyleri sundular,kötü olayları yok ettiler,nerden ne yanlış gelir göstermediler,bu yaşıma geldim iş dışında ,ufak tefek gezmeler (tanıdıkları ve bildikleri yerler) hariç hiçbir yere tek göndermiyorlar,iş için bile yanımda mutlaka biri gidecek ve ailem onu tanıyacak şartları bu,yoksa izin vermiyorlar,eve giriş saatim 20:30,eve geç gitmem ,şehir dışına veya arkadaşlarımla tatile gitmem yasak,bende artık hayatı tanımak,yanlışları görmek,hata yapmak istiyorum,benim de bir hayatım olsun istiyorum,
Diğer bir problemim işim,,devamlı şirketteyim ve mezun olduğum branşla ilgili bir iş değil,ben işimde kariyer yapmak istiyorum ama şuan da çalıştığım yerde bu mümkün değil,maaşı normal bir insana göre çok iyi,ama bana göre az, iş değiştirmek istiyorum ama yine ailem izin vermiyor,önüme engel koyuyorlar,ne güzel işin var,yöneticisin,güvenli bir yer,herkes iş arıyor bulamıyor diyor,belki haklılar ama ben mutlu değilim,iş ve ev arasında gidip gelmekten bunaldım.Ailemin beni yönetmesi,bana karışmaları,hayatı göstermemeleri beni bunalttı,size yazdıklarımı onlarla da konuştum ama benim iyiliğimi düşündüklerini,zarar gelmesini istemedikleri için böyle davrandıklarını söylediler,bende bunu istemiyorum,hayatı ben göreyim ama onlarda arkamda durup bana yardımcı olsunlar,önümde olmasınlar istiyorum,ailem cahil insanlar değil ama niye bana hayatı tanıma fırsatı vermiyorlar anlamıyorum,bunaldım artık.
Benim problemlerim bu Güzin abla,küçük yaştan beri ailemin beni şımarık büyütmesi,her istediğimi yapmaları,hayatı tanıtmamaları bende psikolojik sorunlar yarattı,agresif,istediği olmadığında hayatı herkese zehir eden biri oldum,ailemin yanlış yetiştirmesinden,üstelik hiç arkadaşımda yok,ailem ona da karışıyor,önce annemin süzgecinden geçiyor o beğenirse arkadaşlığımız devam ediyor,çocukluk arkadaşlarım şimdi çok iyi yerlerde ve iyi birer evlilik yaptılar,çünkü hayatı kendileri gördü,aileleri arkalarındaydı,benim bu şansım olmadı ve şuan da mutsuz bir işe ve tek başına bir hayata sahibim,Hayattan amacım,beklentim yok,nasılsa ailem bana sunuyor,ölü gibi işe gidip geliyorum,tabi iş verimimde çoğu zaman düşüyor,bunları düşünmekten,unutkan oldum,kendimi işe vermez oldum.Yani anlayacağınız altın kafesteki kuş gibiyim.Her şeyim var ama özgürlüğüm yok.Umarım bana bir yol gösterirsiniz.
Rumuz: Çikolata
Ailem benden sürekli ders çalışmamı istiyor ve beni hiç anlamıyor
Merhaba Güzin abla.Ben herkesinde dert yandığı gibi ailem içinde bazı sorunlarım var. Benim bir ablam,birde ağabeyim var.Ablam ilk çocuk olduğundan dolayı,onun babam tek onun üstüne düşer.Ağabeyim tek erkek olduğundan dolayı annem de onun üstüne düşer.Ben ise her zaman arada yalnız kalırım.Zaten benim arkadaşımda yok.Devamlı benden ders çalışmamı isterler.Ama ders çalışmanın da belli bir süresi vardır.Sabahtan akşama kadar,insan ders çalışamıyor maalesef.Birde annemle babamın arası bozuk.Bu olayda benim ders çalışmamı olumsuz yönde etkiliyor ve bende bir takım psikolojik rahatsızlıklara neden oldu.Bu rahatsızlığımı da hiç kimseye anlatamadım.Ne yapacağımı da bilmiyorum.Bana yol göster.Derdime derman ol.Cevabını en kısa zamanda bekliyorum.
Rumuz: Babam çektiriyor
Erkek de olsam Babam bana çok çektiriyor
Sevgili Güzin abla. size yazdığım mektubun benzerini tekrar yazıyorum. babam çok sinirli bir adam ve ben ne kadar iyi olsam da kendimi ona hiç beğendiremiyorum. kötü yollardan uzak duruyorum, doğru yolda yürüyorum ama benden daha ne istiyor anlamıyor. daha fazlasını istiyor. bir zamanlar iyi ki erkekmişim diyordum ama simdi anladım ki bizim ailede kadın olmak daha iyi çünkü onlar evleniyorlar ve ayrılıp gidiyorlar ama ben ömür boyu babamı çekeceğim. ablam esiyle geçinemediğinde ve babama gelip şikayet ettiğinde iste o gün babamın morali bozuk oluyor ve bütün hıncını benden çıkartıyor hem de çok iyi bir evlat olduğum halde inanın bana. Bazen evi terk etmek istiyorum ama buna kullandığım ilaçlarım izin vermiyor. Zaten araba bile kullanma izni yok, böyle nereye gidebilirim. intiharı düşünecek hale geldim. sunu yapma bunu yapma dedi bir dediğini iki etmedim daha ne istiyor benden. çok küçük bir yanlışımı görürse evde kıyameti kopartıyor. beni hiç sevmiyor. üstelik beni teyze kızıyla evlendirmek istiyor. ne olur bana bir akil verin. Babam beni tımarhanelik edecek. lütfen cevabinizi çabuk gönderin .
Rumuz: Papatya
Babamdan çekiniyor, sevdiğimi söyleyemiyorum
Merhaba Güzin ablacığım. insanların dertlerine deva bulmaya çalıştığın için seni kutluyorum. gelen mektuplardan bende ders çıkarmaya çalışıyorum . 20 yaşında bir genç kızım ve sevdiğim biri var.Fazla duygusalım çabuk kırılan biç insanim ve karşımdaki insanı da kırmaktan korkan bir insanım Sevdiğim gençle Internet aracılığıyla tanıştık 1 buçuk yıldır beraberiz. Çok mutluyum.Onu çok seviyorum ; onun da beni sevdiğine bütün kalbimle inanıyorum.İlişkimizde ciddiyiz.Babam da sert biri ;ona yalan söylemek istemiyorum.Ona hem böyle birisinin olduğunu ,onunla internette tanıştığımı nasıl açıklayacağımı bilemiyorum Kafamda bir konuşma tasarladım ama bir türlü istediğim doğru zamanı bulamıyorum. Belki de cesaretim olmadığı için bulamıyorum.Nasıl, ne şekilde konuşmamı önerirsin ablacığım?
Rumuz: Gülçiçek
Yeni Boşandım, iki çocuğumu bana göstermiyorlar
Ablacığım, evliliğim yeni sonlandı...çok mücadele verdim...iki çocuğum yüzünden katlandım....ama artık dayaklara ve kötü muameleye katlanamadım, ayrıldım...ama çocuklar onda kaldı...bana vermediler...ailesi güçlü insanlar...bu beni çok büyük bunalıma soktu... çocuklarımı göremiyorum...15 günde bir onları alma hakkım var ama göstermiyorlar...ne yapayım, uyku uyuyamıyorum, hayattan tat alamıyorum...bana yardım et.
Sevgili kızım, mahkeme çocukları eski eşine vermiş bile olsa, asla seni onlardan ayıramazlar...Yasal olarak onları görmek hakkın. Mahkemeye yeniden başvurursun...hakimden karar alırsın...ve gerekirse çocuklarını polis nezaretinde gösterirler sana...buna mecburlar...tabii çocuklar için bu mücadele hoş değil ama, belirli bir yaşa gelinceye kadar buna katlanmak zorundasınız...çocuklarından asla kopma...akıllı bir çağa geldiklerinde, iyiyi kötüyü anlayacak duruma geldiklerinde, onlara her şeyi anlatırsın. Zaten ondan sonra çocuklar seni görmek isteyeceklerdir... Üzülme...her şey zamanla hallolur...ama mahkemeye gitmeyi ihmal etme...ne demek bir anneyi çocuklarından koparmak...
Sevgilerimle.
****
Rumuz: Amerika’dan Niki
Beni zorla akraba kızıyla evlendirdiler
Sevgili Güzin abla, ne olur bana acilen yardım edin. Ben 28 yaşında bir genç evladınız olarak yaşamıma son vermek üzereyim. Nedenini sorarsanız, ben 3 yılı aşkın bir süredir eşinden ayrılmış, bir çocuk annesi bir hanımla birlikteyim. Onu çok seviyorum. O Türkiye’de ben ise, burada yaşıyorum. Onu görmek için her ay bir iki kere ülkeye gidip geliyordum. Onu tatillerde buraya getirdim. Birlikte çok mutlu günler geçirdik. Onu çok kıskandığım için çalıştığı işten çıkarttım. Şimdi ona ben bakıyorum.. Her gün 3-4 kez telefonda konuşuyoruz. Birbirimizi çok seviyoruz. Ben onunla evlenmeyi düşünüyordum. Aileme durumu açtım ama, kabul ettiremedim. Onlar tutucu insanlardır, bu nedenle beni yakın akrabamın kızıyla evlendirmeyi kararlaştırmışlar. Geçtiğimiz yaz da, ne yaptılar ettiler...sonunda beni razı edip akrabamın kızıyla nikahladılar. Bunu bana zorla kabul ettirdiler. Zaten 18 yaşından beri başımın etini yemişlerdi. Sonunda gidip kızı istediler. Bana da “ kızı istedik geri dönüş olmaz, rezil oluruz” diyerek zorla nikah yaptırdılar. Bu kız benim teyzemin kızı. Sevdiğim kadının bu nikahtan haberi yok. Ona nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. O bütün umutlarını bana bağlamış bekliyor. Oysa ailem ve tüm akrabalar bu yaz mutlaka düğün yapalım, kızı al götür diyle tutturuyorlar; düğün yapılacak diye hazırlıyorlar. Ben bunu istemiyorum ama, imza atmış durumdayım. Resmi nikahlıyım. Ama teyzemin kızını hiç sevmiyorum. Bu yüzden canıma kıyıp, bütün bunlardan kurtulsam mı, diye düşünüyorum. Ne olur bana yol gösterin.
Oğlum, bu uzun mektubunu özellikle ibret olsun diye aktardım. Gerçekten de durumuna üzüldüm. 28 yaşında, aklı başında, anladığım kadarıyla da maddi durumu oldukça yerinde bir gençsin. Ancak senden çok daha eğitimsiz, akraba evliliğinin sakıncalarından habersiz, kendi hatalı kararlarını sana kabul ettirmek için baskı yapan, tutucu olduklarını söylediğin ailenin seni nasıl olup da kandırabildiğini, anlayabilmiş değilim. Elbette insan ailesini kırmamalı, üzmemeli, onlara mümkün olduğunca ters düşmemeli. Ama oğlum, bunca yanlışlarını gördüğün halde, kişiliğini ezdirmek bahasına onların oyununa gelmemeliydin.
Yine de, her şey için çok geç değil. Bir yıl boyunca, nikahlanıp da gerçek anlamda evlilik gerçekleşmezse, bu nikah düşüyor benim bildiğim kadarıyla. Tabii bunu sana iyi bir avukat çok daha iyi anlatacaktır. Nikahtan bir yıl geçtikten sonra, sen teyzenin kızıyla düğün yapıp, gerdeğe girmedikçe, nikahtan dönebilirsiniz. Yani boşanabilirsiniz. Ölümü düşünecek hale gelmişsen, neden ailene karşı gelmiyor, bu evliliğin ne kadar hatalı, sakıncalı olduğunu onlara söyleyip, evliliğini bozmuyorsun? Yarın öbür gün evlenip de mutsuz bir yuvaya bir de sakat çocuklar dünyaya getirirseniz daha mı iyi olacak? Bunu gerekirse bir doktorla konuşur, aileni doktorla görüştürür, sakıncalarını anlattırırsın. Belki sonuçta razı olurlar. Bu arada, sevdiğin kadından onlara söz etme. Onunla nikahlanmak için biraz daha sabretmeli, önce bu karmaşık durumu halletmelisin. Oğlum, ölmeyi değil, mutlu yaşamayı düşün. Ailen de senin mutluluğunu ön plana almalı ..kendi planlarını ve hayallerini bir kenara bırakmalılar. Hele bunlar çok hatalı hayaller ise…
****
Annelerle kızlar arasındaki o bitmez tükenmez mücadele sürüp gidiyor… Anneler “ben bilirim, ben tecrübeliyim” derken, kızlar ise “ bu benim hayatım, yaşayıp göreceğim” diyorlar…ve bu sonsuz çark kuşaktan kuşağa böyle devam ediyor. Aile sorunları arasında kayınvalideleriyle geçinemeyen gelinler, oğullarını bir yabancı! kızla paylaşmak istemeyen kayınvalideler ön planda. Tabii bu biraz da maddi nedenlerden eşlerinin ailesiyle bir arada yaşamak zorunda kalan genç kadınların sorunu…
Aile baskısıyla evlendirilmek istenen kızlar hatta erkekler ise gönlümde bir yara…Yıllardır yaza yaza bitiremedim, ama ailelere söz geçiremiyorum:
”Çocuklarınızı zorla sevmedikleri insanlarla evlendirmeyin… onların geleceğini mahvediyorsunuz…” diyorum ama sesimi duyuramıyorum. Yine de annemle anlaşamıyorum, babam beni sevmiyor, kardeşimle geçinemiyoruz, beni zorla evlendirecekler diyorsanız, her türlü ailevi sorunlarınızı bana bu bölüme yazarsanız, çözüm getirmeye çalışırım. Belki el birliğiyle ailelere ulaşabiliriz…